Alara Yeğen, 1995 yılında İstanbul’da doğdu ve 27 yaşındadır. Boyu 1.66 metredir. Küçüklüğünden beri yemek yapmaya ve tarifleri biriktirmeye meraklıdır. Ayrıca pazar alışverişi yapmayı da sevmektedir. 15 yıllık mide ağrıları sebebiyle mevsimsel ve doğal beslenmeye yönelmiştir ve bu yönde tarifler araştırmaya ve geliştirmeye çalışmıştır.
Yazının İçindekiler
Alara Yeğen Kimdir?
Koç Üniversitesi’nde İşletme okurken, boş zamanlarını yemek programları izleyerek ve yeni tarifler denemeye harcadı. Uluslararası bir şirketin pazarlama yaz stajı programına katıldıktan sonra, daha yaratıcı ve hareketli bir iş aramaya başladı. Restoranda garsonluk yaparak, profesyonel mutfak sanatını öğrendi. İstanbul’un prestijli restoranlarında çalıştıktan sonra İsviçre’de Mutfak Sanatları ve Yönetimi yüksek lisans programına kabul edildi.
Dünya mutfakları, menü tasarımı ve beslenme gibi konularda eğitim aldıktan sonra Güney Fransa’da bir 3 Michelin yıldızlı restorana staja gönderildi. Pandemi etkisiyle Türk Mutfağının tanıtım çalışmalarına destek verdi ve sektörün önde gelen isimleriyle çalışma fırsatı buldu.
Alara Yeğen ile Yaptığımız Röportaj
1995 İstanbul doğumluyum (27 yaşındayım), boyum 1.66 Küçüklüğümden beri babaannem ile yemek yaparım, tarifler biriktiririm, pazar alışverişi yapmaya bayılırım. 15 sene boyunca çektiğim mide ağrıları sebebiyle mevsimsel ve doğal beslenmeye başladım. Bu yönde tarifler araştırmaya ve geliştirmeye çalıştım. Koç Üniversitesi’nde İşletme okurken boş zamanlarımda kendimi yemek programlarını izlerken, yeni tarifler denemeye çalışırken bulurdum. Uluslararası bir şirketin pazarlama yaz stajı programına katılmıştım ve her fırsatta daha yaratıcı, hareketli, ilham dolu bir şeyler yapma arayışındaydım. İçimden bir ses her gün o sandalyede oturmamam gerektiğini söylüyordu. Stajın bitmesine birkaç hafta kala müdüre ileride onun gibi olmak istemediğimi söyledim ve hafta sonu mutfak atölyelerine katılmaya başladım. Oradaki şefler profesyonel mutfağı başaramayacağımı, çok zor olacağını söylediler, ben de üzerine gitmek için bir restoranda garsonluk yapmaya başladım.
Her boşlukta mutfağa yardıma gidiyor, sosları yapıyor, şefler gibi doğramayı öğrenmeye çalışıyordum. Sonunda beni mutfağa aldılar. Mezun olana kadar hem okudum hem geç saatlere kadar mutfakta çalıştım. İstanbul’un en prestijli birkaç restoranında çalıştıktan sonra İsviçre’de Mutfak Sanatları ve Yönetimi yüksek lisans programına kabul edildim. Dünya mutfakları, menü tasarımı, beslenme gibi farklı birçok konu üzerine eğitim aldıktan sonra dönemin en başarılı öğrencilerinden biri olarak Güney Fransa’da 3 Michelin yıldızlı bir restorana staja gönderildim. Gece gündüz durmadan çalıştım, ırkçılık yapıp reçeteleri paylaşmadılar, gizli gizli fotoğrafını çekip öğrenmeye çalıştım. Zaten hazırlıklardan çok temizlik yaptırdılar, gece gündüz gidere akan pis yağları temizlemekten mikrop kaptım, hastalandım ve pandemiden hemen önce İstanbul’a geri döndüm. Bir süre Türk Mutfağının tanıtım çalışmalarına destek verdim, sektörün önde gelen isimleriyle çalışma fırsatı yakaladım.
Pandeminin etkisiyle beraber kendim neler yapabilirim diye araştırmaya başladım. Evde ekmekler, Cheesecake’ler hazırladım, sattım, kapılara kadar teslim ettim. Kardeşimin önerisi üzerine Youtube kanalı açtım, ilk başlarda videoları o çekiyor ve düzenliyordu. Bir sene önce ağrılarımın artmasıyla beraber safra ameliyatı oldum. Sağlıklı beslenme üzerine her daim bir arayışta olmam sayesinde üreticilerden, dalından toprağından yerli ürünleri tedarik eden bir start up (Mevsimi) ile tanıştım ve onlara gıda tarafında destek olmak üzere ekibe ortak olarak dahil oldum. Bir yandan da profesyonel bir ekip ile videolar çekmeye devam ettim. Şimdi hem Mevsimi tarafında yoğun bir şekilde çalışıyorum hem kendi tariflerimi geliştirip Youtube videoları çekiyorum. Ara sıra mutfak danışmanlığı yaptığım küçük işletmeler de oluyor.
Mutfak, gastronomi, araştırmak, üretmek, geliştirmek, ilham almak ve ilham vermek benim hayatımın önemli bir bölümü. Geri kalanı da ailem, arkadaşlarım, patili çocuklarım, bol kahkaha ve dans diyebilirim 🙂